Hepimiz sosyal hayatımızın bir parçası olan düğün, nişan, sünnet düğünü ya da mezuniyet gibi özel günlerin bizim için en önemli günler içindir inanırız. Ve en orjinal, en özel hazırlıklar için elimizden geldiğince uğraşırız.
Sadece uğraşmakla da kalmaz bu güzel bir fotoğraflar ölümsüzleştirmek için sevdiklerimizle birlikte fotoğraflar çekeriz ya da çektiririz. Bu odada fotoğraf kalitesi çok önemlidir. Ama çoğumuzun kullandığı dijital kameralar ya da akılı cep telefonlarımızın bazen yetersiz kaldığını düşünürüz.
İşte bu fotoğrafı da son yılların gözde mesleği olan profesyonel fotoğraf çekimi uzmanlığı yardımımıza yetişir. Bu işi yapan özellikler hem de çekim yeteneklerinin profesyonel olması lazım. Düzeltme, çekim açısı ve grip çekimler hepimizin istediği kriterler haline geliyor. Gittikçe listesinde profesyonel fotoğraf çekimi sektörü daha da önemli hale geleceğe benziyor.
Hayata Bakmak
Bakma eyleminin temelinde merak duygusu yatar. Merak ise öğrenmenin en güçlü motivasyonudur. Bilmediğimiz coğrafyalarda neler olduğunu görmemizi sağlayan fotoğraflar, birbirinden binlerce kilometre uzaklıkta yaşayan farklı kültürler arasında empati oluşturabilir.
Cengiz Akdora
“FOTOĞRAF AHLAKİ ZEKAYI ORTAYA ÇIKARAMAZ. ANCAK TOPLUMDAKİ HAKİM GÖRÜŞLERDE UYGUN BİR DUYGUSAL VE DAVRANIŞSAL ORTAM MEVCUTSA, HALKIN DUYGUSAL TEPKİLERİN ORTAYA KOYMASINI SAĞLAYARAK BİR GEDİK AÇABİLİR.” SUSAN SONTAG, 1977
“FOTOĞRAF MAKİNELERİ DÜNYAYI KOPYALAMAYA, İNSANIN ORTAYA KOYDUĞU MANZARA, BAŞ DÖNDÜRÜCÜ BİR HIZLA DEĞİŞMEYE YÜZ TUTTUĞU BİR DÖNEMDE BAŞLAMIŞTIR. SAYISI BİLİNEMEYECEK KADAR ÇOK MİKTARDAKİ BİYOLOJİK VE TOPLUMSAL HAYAT FORMU, KISA BİR ZAMAN DİLİMİ İÇERİSİNDE TAHRİBE UĞRAYIP YOK OLURKEN, KAYBOLMAKTA OLAN ŞEYLERİN KAYDINI TUTAN BİR CİHAZIN BELİRMESİDİR SÖZ KONUSU OLAN.” SUSAN SONTAG
Cengiz Akdora
Psikoloji bilimi “bakma” eyleminin hisleri tetiklediğini söyler, zira gözler beyin ve sinir sistemiyle doğrudan bağlantılıdır. Durağan bir görüntü olan “fotoğraf” ise anın daha iyi algılamasına olanak verdiği için akla ve kalbe de hitap eden en güçlü görsel kültür ürünüdür.
Fotoğrafı çekilmemişse çocuğumuzun ilk gülüşünü ve ya ilk adımını hatırlamamız çok zordur. Lise yıllarında ne kadar komik, evlenirken ne kadar mutlu göründüğümüz o günlerden bir fotoğraf yoksa silik bir hatıra olarak bile kalmaz. Bazen yıllar önce bu dünyadan göçüp gitmiş birisi gülümser bize albüm sayfasını çevirdiğimizde. Hafızası iyi olmayan toplumlara, birbirleriyle bağlarını koparmış ailelere, geçmişini unutan insanlara nereden geldiklerini ve mutlu olabilmenin aslında ne kadar kolay olduğunu hatırlatır fotoğraflar.
DÜNYA BİR SANATTIR, FOTOĞRAFÇI İSE SADECE TANIĞI.” YANN ARTHUS-BERTAND
Çıplak gözle fark edemeyeceğimiz ya da çok kısa sürdüğü için kaçırdığımız anları dondurup çerçeveler fotoğraf makineleri. Video da anı kaydeder ama, bir surat ifadesini, bir bakıştaki heyecanı en güzel fotoğraflar sabitler. Bir kuşun kanat çırpışının, bir damlanın suya düşüşünün ve ya bir futbolcunun havada topu kavrayışının güzelliğini o anı dondurmadan göremeyiz. Bir fotoğrafçının sadece bir kaç salisede görüp yakaladığı o ana, biz bazen saatlerce bakarız.
Mekanik bir aygıt ile gerçekleştirildiği için objektif yani tarafsız bir eylem olduğu düşünülen fotoğraf çekme eylemi, aslında tamamen subjektiftir. Çünkü makineyi kontrol eden fotoğrafçı, fotoğrafı nereden, nasıl bir ışıkla ve hangi açıyla çekeceğine kendisi karar verir. Fotoğrafı çeken fotoğraf çekerken dünyayı gözleriyle değil, objektifinden yani başka bir açıdan görür.
Nesnelerin farklı noktalar ve açılardan görünüşleri birbirine benzemez. Bazen hayatı daha güzel görmek için bulunduğumuz noktayı, yani bakış açımızı değiştirmemiz gerekir.
HASTALIKLI YA DA TABU OLDUĞU DÜŞÜNÜLEN DAVRANIŞLARIN YASAK VE YA MAHREM FOTOĞRAFLARINA BAKMA İSTEĞİ ASLINDA MÜNASEBETSİZ VE AHLAKSIZ OLANI GÖRME ARZUMUZDANDIR.” JOHN TAYLOR, 1998
Üç boyutlu bir görüntüyü iki boyuta indirgerken oluşan görüntüye tekrar derinlik katmayı başarmak iyi bir matematik bilgisi de gerektirir. Dünya’daki en güzel dizaynlar matematik kullanılmadan ortaya çıkarılmamıştır. Simetri, orantı ve boyut doğru ayarlanmışsa karmaşa içinden bile estetik bir görüntü çıkabilir. Ne var ki ışığın, açının ve rüzgarın doğru kombinasyonu oluşturması bazen saatler alır. Bu kadar mekanik ve teknik bir eylemin bu kadar sanatsal ve duygusal ürün verebilmesi ne kadar da gariptir.
Doğa, duygularımızı açığa çıkaran nesnelerden oluşur ve bunun en çok farkında olanlar fotoğraf çekme tutkusu taşıyanlardır. Doğanın her tarafında mevcut olan düzenin, ahengin ve armoninin müthiş sırrını fark eden sanatçı, doğanın hiç keşfedilmemiş gizlerini ortaya çıkartabilir.
Fotoğrafı çekilmiş bir şeyin var olmadığını söyleyemeyiz. Fotoğraf aslında bir işaret sistemidir ve mesaj iletmek için de kullanılır. Hiç bir slogan, hatta tek bir kelime kullanmadan sadece fotoğrafla reklam ve propaganda afişleri hazırlanabilir. Fotoğraf o kadar güçlü bir iletişim aracıdır ki, bazen tek bir kare temel bir yargıyı kökten değiştirir ya da yıllar boyunca inşa edilmiş bir itibarı yerle bir edebilir.
Bir saliseden daha kısa bir sürede gerçekleşmiş bir anı hapsedebilir fotoğraf makineleri. Bir görüntü belki de sadece o anda ve o noktada o kadar estetik görünür. O anın öncesinde ve ya sonrasında ne olduğu hakkında bazen hiç bir fikir vermez bize fotoğraf, zaten önemli olan o “an” dır. Ama bazen de tek bir kare bir hikaye anlatır, çünkü gördüklerimiz bize hayatımızın farklı evrelerinden çağrışımlar yapar.
“FOTOĞRAF ÇEKMEK BİR ÖNEM ATFETMEKTİR. HERHALDE, HAYATTA GÜZELLEŞTİRİLEMEYECEK HİÇBİR ŞEY YOKTUR.” SUSAN SONTAG
Estetik değerlerini resim sanatından almış olan “fotoğraf”ın bir sanat dalı olup olmadığı tartışma konusu olabilir ama, “fotoğraf”ın en estetik iletişim aracı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bir müzisyen için çaldığı müzik aleti ne ise, fotoğrafçı için de fotoğraf makinesi aynı anlama gelir. .